22.10.2009

"G.I. Gurdjieff"



George Ivanovitch Gurdjieff 1866 yılında Kafkasya'da fakir Rum bir babadan ve Ermeni bir anadan doğmuştu, çocukluğu Kars'ta geçmişti ve 1949 yılında Paris'te dünyaca ünlü bir öğretmen olarak vefat etmişti. Gurdjieff sistemini kurmadan önce bir gezgin olarak Hindistan, Tibet, Orta Asya, Anadolu, Orta-Doğu ve Mısır'da hayatın sırlarını öğrenmek üzere 20 yıllık bir arayış yolculuğuna çıkmıştı. Hayat hikayesini içeren "Olağan Üstü İnsanlarla Görüşmeler" kitabında başından geçen bazı fantastik olayları anlatmıştır. Bazı taraftarları bu olayları mecazi olarak anlaşılması gerektiğini aktarmışlardır. Örneğin, Mısır'ın kumlar öncesi kadim haritasının eline geçtiğini ve bununla Mısır'da keşifler yaptığını, at üstünde gözleri bağlı olarak getirildiği Pamir dağlarında varlığı saklanan kadim ezoterik bir merkeze girdiğini, Gobi çöllerinde kayıp bir uygarLığın kalıntılarını bulmaya çalışan başarısız bir keşif ekibine katıldığını anlatıyor. Ayrıca, bu gezileri sırasında bazı kadim ezoterik okullara girdiğini iddia etmişti. Anlattığına göre bu arayışta yalnız değildi ve kendilerine "Hakikati Arayanlar" diyen bir grubun üyesiydi. Bu grubun amacı çeşitli kadim öğretilerden bilgi toplamaktı.
...Gurdjieff'in deyimiyle; "Okullardan söz etmişken, sadece özel okullar vardır, genel okullar yoktur. Her guru veya öğretmen kendi konusunda uzmandır, örneğin biri astronomdur, diğeri heykeltıraş, üçüncüsü ise müzisyendir. Her bir öğrenci ilk başta onun uzman olduğu konuyu öğrenmelidir, daha sonra başka bir konu vs.. Her şeyi öğrenmek bin yıl sürer... Ben yaLnız değildim. Aramızda bir çok uzman vardır. Herkes kendi özel konusunda eğitim gördü. Daha sonra bir araya geldiğimizde öğrendiklerimizi bir araya koyduk."
...Gurdjieff 1913 yılında Taşkent'ten Moskova'ya taşınır ve etrafına birkaç mürit toplayarak ezoterik okulunu kurar. 1915 yılında, Ouspensky, Gurdjieff'le tanıştığında Rusya, Birinci Dünya Savaşına girmek üzereydi. Dokuz yıllık beraberlikleri olaylı geçmişti. Rusya'da Ekim devrimi Bolşevikleri iktidara getirmişti ve Gurdjieff müritleri ile birlikte ülkeden kaçarak birçok Beyaz Rus gibi İstanbul'a göçmüşlerdi. Bir süre sonra Batıya iltica ederek 1922 yılında Fransa'da okulunu kurdu ( Prieuré, Fontainebleau-Avon'da Institute for the Harmonious Development of Man). Bütün bu olayları Ouspensky "Mucizeler Peşinde Bir Arayış, Bilinmeyen bir Öğretinin Parçaları" kitabında aktarmıştı. Esas teması insan hayatının aslında bir uyku halinde geçtiğidir. Uyanmak için özel içsel çalışmaya girmesi gerekir. Sonucunda insan farkındalık ve daha yüksek bir şuur düzeyine ulaşır. Bunu sağlamak üzere felsefi ve psikolojik seminerler dışında, bazı özel hareketler ve danslar uygulanır. Aklın normal seyrini bozmak, farklı şuur hallerini uyandırmak için çeşitli yöntemler de kullanılır.
...Bu esrarengiz adam etrafındaki insanlar üzerine güçlü bir etki bırakmıştır. Öğretileri dolaylı ve dolaysız bir şekilde yirminci asır üzerinde derin bir iz bırakmıştır. Birçok Batılının Sufizm'i anlamasına ve benimsemesine yol açmıştır. Gurdjieff'in Modern okültizmdeki yeri bir sır açıklayıcısı olarak yaşayacaktır. Muhtemelen Gurdjieff bütün bildiklerini aktarmadı, sistemi kısmen kendisinin akıl ürünüydü. Hipnotizma ve magnetizma konusunda uzmandı, şifa gücü vardı ancak bunları dikkatlice gizlerdi. Gurdjieff bir katalizördü, bir üstad olarak asıl misyonu insanlarda dönüşüm yaratmaktı. Batıda bir çok tanınmış aydın, yazar ve düşünürü çekmişti. Asıl öğretileri sözlüdür ve öğretmen öğrenci, mürşid mürit ilişkisine dayanır. Yazılı eserleri üç seri şeklinde yayınlanmıştır: Bunları bazı dizilere bölmüştü: İlk dizi "Beelzebub'un Torununa anlattığı Masallar", bin sayfaya aşkın fantastik bir felsefi romandır. İkinci dizi "Olağandışı İnsanlarla Görüşmeer" ise Gudjieff'in yaşam öyküsüdür. Üçüncü dizi ise "Yaşam Sadece Gerçek Olduğum Sürece Gerçektir" adlı eserlerdir. Ayrıca müritleri tarafından bir araya getirilen sözlerinden "Gerçek Yaşamdan Görüntüler" (Views from the Real World). Bunun dışında "Gelecek İyiliğin Habercisi" adında eserlerini tanıtan bir kitabı vardır. Gurdjieff'in öğretileri dünyanın çeşitli merkezlerinde özel olarak yetiştirdiği kişiler tarafında halen yürütülmektedir. Eserleri arasında bir bale, 250 kutsal dans veya hareket, öğrencisi Thomas ALexandrovitch de Hartmann ile birlikte bestelenmiş iki yüz piyano eseri vardır.
... "Gurdjieff ancak sonradan anlayabildiğim bazı şeyler anlattı: 'Hindistan'da sadece "Felsefi", Mısır'da sadece "Teorik" ve İran, Mezopotamya ve Türkistan'da sadece "Pratik" okullar vardır. Çok eski bir zamanda bunlar bu şekilde bölündü. Ancak "felsefe", "teori" ve "pratik" ile ne kastettiğimi biLmiyorsun. Bu kelimeler genel bilinen anlamlardan farklı bir şekilde algılanmalıdır'." P.D. Ouspensky
Gurdjieff'in yukarıdaki sözlerini okuduğumda aklımdan bazı şeyler geçmişti. Modern okültizm, on dokuzuncu yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın başlarında bazı iddialı ve kapsamlı akımların sonucunda ortaya çıkmıştı. Bir yandan H.P. Blavatsky önderliğinde Teosofi taraftarları Hint ve Tibet ezoterizmi öneriyordu, diğer taraftan bazı okültistler bu görüşe tepki olarak Batı Ezoterik Tradisyonundan söz ediyorlardı ve alternatif sistemlere gerek olmadığını iddia ediyorlardı. Bu mücadele devam ederken, inisiyasyonunu Bektaşi, Nakşibendi gibi Sufi tekkelerinde, şaman çadırlarında alan G.I. Gurdjieff sessizce kendi sistemini ortaya koyuyordu ve tamamen farklı bir akımdan söz ediyordu. "Farkındalık", "kendini bilme", "kendin üzerinde çalışma", "enneagram" gibi birçok kavramları bu yeni sistem çerçevesinde ön plana çıkarıyordu. Blavastky gibi tartışmalara yol açmıştır , kimileri onu şarlatan kimileri ise kendi okült görüşlerini geliştiren gizli kaynaklar bulan bir öğretmen olarak nitelendirmiştir.
...Gurdjieff in çoktan uyanmış olduğu varsayılırdı ve kendisi bu önemLi olayla ilgili açıklamalar bırakmıştır. "Kendimi yalnızca birkaç saat hazırlayarak onlarca kilometre uzaklıktaki sığırı öldürebiliyor ya da bir fili beş dakikada uyutacak kadar yoğun bir yaşam gücünü yirmi dört saat içinde biriktirebiliyordum."
...Gurdjieff sonunda Tanrı ile insanı birbiriyle ilişkilendiren bir düşünce geliştirmeyi başarır; "Tanrı her yerde ve herşey O'nunla bağlantılı. Ben O'nun tarafından yaratılımış O'nun suretınde bir insanım. O Tanrı, dolayısıyla bende kendi içimde O'nun sahip olduğu tüm olanaklara sahibim."
...Gurdjieff Asya bilgeliğinin yeniden inşaasına ilişkin iddia ortaya atarak doğunun mistik ruhunu batının bilimsel ruhuna eklemek istediğini belirtmiştir. Gurdjieff'in sisteminde yer alan okült ilkelerden biride şudur; "Güneş aleminin maddesini keşfetmek için güneşi incelemeye ya da araştırmaya gerek yoktur; bu madde içimizde mevcuttur ve atomlarımızın bölünmesinin bir sonucudur. Aynı şekilde içimizde diğer tüm dünyalarında maddeleri mevcuttur. İnsan tam anlamıyla bir minyatür evrendir. Dolayısıyla insanı incelerken tüm dünyayı inceleyebiliriz." Gurdjieef sahtekar bir mesihmiydi yoksa sıradan fanilerin tam olarak anlayamadığı eşi bulunmaz bir bilge miydi?http://www.sohbet.fm/forum/yasam-ve-olum/gurdjieff-ve-dorduncu-yol-t7147.0.html