17.07.2009

"Borges’in mezar taşı yazıları"

24 ağustos 1899`da Arjantin`in başkenti Buenos Aires`te doğdu. Görme yeteneği azalan babası tedavi olmak için Birinci Dünya Savaşı`ndan önce ailesiyle Cenevre`ye taşındı. Burada beş yıl kaldılar. 1919`da Mallorca ve İspanya`da birer yıl kaldı. 1921`de ailesiyle Buenos Aires`e geri döndü. 1923`te ilk kitabını çıkardı. 1938`de kütüphane memurluğuna başladı.

1946`da Juan Peron`un iktidara gelişiyle, kütüphanedeki işinden atıldı. 1955`te Peron devrilince Arjantin Ulusal Kütüphanesi Müdürlüğü`ne getirildi. Aynı sıralarda Buenos Aires Üniversitesi`nde İngiliz ve Amerikan edebiyatı profesörlüğüne başladı. Genellikle muhafazakar politik görüşleri savundu. Ailesinden gelen hastalık nedeniyle görme bozukluğu çeken Borges bu yıllarda görme yeteneğini tamamen kaybetti. 1961`de Samuel Beckett`le birlikte Uluslararası Yayımcılar Ödülü`nü (Formentor Ödülü) kazandı. Bu ödül ona gecikmiş bir uluslararası ün kazandırdı. 1970`li yıllarda ABD`de çeşitli üniversitelerde dersler verdi. Son yılları yolculuklarla geçti. 14 haziran 1986`da Cenevre`de karaciğer kanseri nedeniyle hayata veda etti.


Romanya doğumlu sinema yapımcısı Ana Simon, Borges’in mezarına yazılanları toparlamak gibi bir görev edinmiş kendine. Cenevre’de yaşayan Simon, yirmi yıl önce kocasının mezarını ziyaret ederken, hemen yanı başındaki mezarın Jorge Luis Borges’e ait olduğunu ve tıpkı bir aziz ya da bir türbe gibi, anısına bırakılan notlar olduğunu farkeder.
Bir kısmına, Borges anısına, ulaştık:
“Borges, seni kendi ölümün gölgeleriyle birlikte ziyarete geldim. Çünkü dediğin gibi: Biz sadece bir değiliz, ayrıca diğeriyiz, diğerleriyiz. Selamlıyorum seni, büyük usta!”
“Sevgili Borges, bilgeliğin dünyayı daha da ilginç bir yer haline getiriyor. Lütfen bu dostundan teşekkürleri kabul et. Karımla birlikte seni ziyaret etmek için Çin’den geldik. – Yang”
“Merhaba Borges, bugün seni kendi Almanca’mda okurken düşündüm. Lütfen tebriklerimi kabul et.”
“Seni uyarmam gereken tek konu: Bu toprakların yerli halkları olarak, kültürel açıdan yok olmamamızı cesaretlendirmendir. Ben yerli bir Zapotek’im ama hala yokluğuna ağlıyorum. Huzur içindeyiz.”
(”Ché: sólo una cosa tengo que reclamarte, el que hayas pugnado por nuestra desaparición como cultura, como pueblos originarios indígenas. Más aún, siendo indígena zapoteco, ante tu tumba derramo lágrimas en tu memoria. Estamos en paz”.)
“Vatanım artık tüm kelimeler, bana gölgelerini bahşeden tüm ağaçlar, kendim için okuduğum tüm kitaplar… Ne kadar da haklıydınız bayım. – Luciana”

http://www.futuristika.org/2009/04/21/borgesin-mezar-tasi-yazilari/