http://www.gazeteport.com.tr/DUNYA/NEWS/GP_598105
Batı Şeria`nın bir başından diğerine uzanan İsrail`in ayrıştırma duvarı, genç aktivistleri yeni eylemlere sevk ediyor.
Taşı toprağı kutsal Filistin`de hiçbir duvar bu kadar çirkin gözükmedi insanoğluna. Savaşlar, barikatlar, ambargolar, tehcirler dahi bu denli etkili olamamıştı; zeytinlikleri, taşlı tepeleri, köyleri, aileleri birbirinden ayırmada! İsrail`in 2002`de inşasına başladığı ` güvenlik duvarı`ndan söz ediyoruz. Geçen 7 yılda yüzde 60`ı tamamlanan duvarın güvenlikten öte tecride, tehcire, zulme hizmet ettiği hissediliyor.
Yüksekliği yer yer 10 metreyi bulan (ortalama 8 metre) dökme beton duvar Filistinlilere yeni bir karşı duruş da kazandırdı. Duvara, İsrail`e, ötekileştirmeye karşı çıkanlar sloganlarla, resimlerle, yazılarla döktü içindekileri. Kimi evlenemediği kişinin ismini yazdı, kimi duvarda bir kapı açtı özgürlüğe. Ortadoğu`nun meşhur sebze köftesi `felafel`in tarifini yazanlar da çıktı; ama yarım `tarifin devamı için duvarın arkasını çevirin notunu` düşerek. Sadece Arapça ve İngilizceye değil, mesajı gerçek sahiplerine ulaştırmak isteyenler İbraniceye de başvuruyor. Bunun için illa Filistin`de yaşamanız da gerekmiyor. Hollandalı-Filistinli genç aktivistlerin kurduğu www.sendamessage.nl adresli internet sitesine girmeniz yeterli.
Taşı toprağı kutsal Filistin`de hiçbir duvar bu kadar çirkin gözükmedi insanoğluna. Savaşlar, barikatlar, ambargolar, tehcirler dahi bu denli etkili olamamıştı; zeytinlikleri, taşlı tepeleri, köyleri, aileleri birbirinden ayırmada! İsrail`in 2002`de inşasına başladığı ` güvenlik duvarı`ndan söz ediyoruz. Geçen 7 yılda yüzde 60`ı tamamlanan duvarın güvenlikten öte tecride, tehcire, zulme hizmet ettiği hissediliyor.
Yüksekliği yer yer 10 metreyi bulan (ortalama 8 metre) dökme beton duvar Filistinlilere yeni bir karşı duruş da kazandırdı. Duvara, İsrail`e, ötekileştirmeye karşı çıkanlar sloganlarla, resimlerle, yazılarla döktü içindekileri. Kimi evlenemediği kişinin ismini yazdı, kimi duvarda bir kapı açtı özgürlüğe. Ortadoğu`nun meşhur sebze köftesi `felafel`in tarifini yazanlar da çıktı; ama yarım `tarifin devamı için duvarın arkasını çevirin notunu` düşerek. Sadece Arapça ve İngilizceye değil, mesajı gerçek sahiplerine ulaştırmak isteyenler İbraniceye de başvuruyor. Bunun için illa Filistin`de yaşamanız da gerekmiyor. Hollandalı-Filistinli genç aktivistlerin kurduğu www.sendamessage.nl adresli internet sitesine girmeniz yeterli.
Hollandalı Justus van Oel ile Filistinli Faris Aruri`nin önderliğinde kurulan site, Filistin dışından gelen tepkileri duvara yansıtabilmek için geçen yıl kurulmuş. Mesaj yazdırmak için site üzerinden 30 Avro bağış ödemek gerekiyor. `Bağış` diyoruz, çünkü organizasyon, masraf ve giderlerin haricindeki meblağları Filistinli sosyal yardım örgütleriyle paylaşıyor. Mesajınızın duvardaki yerini aldığını site çalışanlarının mailinize gönderdiği fotoğraflarla öğreniyorsunuz. Organizasyon her türlü mesaja cevap vermiyor hâliyle. İsrail ya da Filistin`e yönelik nefret içeren talepleri geri çeviriyor. Bunun en önemli sebebi duvar dibinde yapılan çalışmalar sırasında İsrail helikopterlerinin havada tur atması. İsrail askerlerinin başta sosyal mesajların yazılmasına da izin vermediğini belirtiyor duvar yazıcılarından (graffiti uygulayıcıları) Raci Nemci(27) ve Yusuf Nicim (25). Ancak bu girişimlerin önünü alamayacağını fark edince vazgeçmiş İsrail tarafı; yer yer farklı boyalarla yazıları kapatsalar da.
Organizasyon, mesajların aslında sadece İsrail`e değil tüm dünyaya hitap ettiğini düşünüyor. Arouri, `Bu, duvarı değiştirmekle ilgili değil, bizim kentlerimizde, şehirlerimizde veya köylerimizdeki duvarla alakalı haberleri yaymakla ilgili.` diyor. 10 Mayıs`ta giriştikleri dünyanın en uzun açık mektubunu duvara yazma girişiminin çıkış noktası da bu aslında: `Zulmü tüm dünyaya duyurmak.
.
Tamamlandığında Batı Şeria`nın merkezi konumundaki Ramallah`ı çevreleyen duvarları kaplayacak olan açık mektubun uzunluğu 2,6 kilometreyi bulacak. Yazılmasına 17 Nisan 2009`da Ramallah yakınındaki El Ram`dan başlanan 2 bin kelimelik mektubu ırkçı politikalarıyla bir dönem dünya gündemine oturan Güney Afrika`dan Müslüman bir insan hakları eylemcisi ve aynı zamanda akademisyen olan Ferid Esack kaleme aldı. Esack, Nelson Mandela döneminde Güney Afrika Cinsiyet Eşitliği Komisyonu`nun üyesi olarak çalışmıştı. ABD`de Cincinnati`de Xavier Üniversitesi`nde öğretim üyeliği yapıyor. Esack, `Sevgili Filistinli bacılarım ve kardeşlerim` hitabıyla başlayan mektubunda İsrail`in `duvarla ayrım politikası`nın, Güney Afrika`dakinden bile acımasız olduğunu vurguluyor. Mektubunda, `Yahudi erkek-kadın kardeşlerimiz, onlara uygulanan aşağılanmayı unuttular mı?` diye soran Esack, `Topraklarınızda, ırkçı rejim altında gördüklerimizden çok daha vahşi, acımasız ve insanlık dışı şeyler görüyoruz.` ifadesini kullanıyor.
.
Şu ifadeler de mektuptan: `Beyaz Güney Afrikalılara, Batı Şeria`da Yahudi yerleşimcilerin sahip olduğu, siyah Güney Afrikalıları aşağılamak için kayıtsız şartsız yetki verilmedi, çılgın Apartheid yanlılarının asla bu `duvar` gibi korkunç rüyaları olmadı… Başkalarının canını yakmak, mutlaka saldırgana geri döner. Başkasının derisini kesip biçen bir kişinin aynı anda insanlığından da ödün vermemesi mümkün değildir. Bu ucubeye, bu `Apartheid Duvarı`na karşı biz bir alternatif öneriyoruz: Filistin halkıyla dayanışma. Ayrımcılığı yenme, adaletsizliği dindirme, açgözlülüğe, bölücülüğe ve sömürüye son verme yolundaki mücadelenizde sizinle birlikte yürüme konusundaki kararlılığımızı ilan ediyoruz… Etnik kimliğine ve dinine bakılmaksızın herkesin eşit olacağı bir toplum oluşturma vizyonunuzda sizinle omuz omuzayız.`
.
Bugüne kadar 900 mesajı duvara yazan ekibin en etkileyici projesiydi açık mektup. Duvara merdivenle tırmanarak harf harf işlenen mektup için 200 litre beyaz boya , 400 kutu da siyah sprey boya kullanılacak. Maliyetinin yaklaşık 12 bin Avro`yu bulacağı tahmin ediliyor. Her 1,5 metrelik bölüm için ayrı bir sponsorun bağışına ihtiyaç duyuluyor. Bugüne kadar fon konusunda sıkıntı yaşanmamış.
.
Organizasyon, mesajların aslında sadece İsrail`e değil tüm dünyaya hitap ettiğini düşünüyor. Arouri, `Bu, duvarı değiştirmekle ilgili değil, bizim kentlerimizde, şehirlerimizde veya köylerimizdeki duvarla alakalı haberleri yaymakla ilgili.` diyor. 10 Mayıs`ta giriştikleri dünyanın en uzun açık mektubunu duvara yazma girişiminin çıkış noktası da bu aslında: `Zulmü tüm dünyaya duyurmak.
.
Tamamlandığında Batı Şeria`nın merkezi konumundaki Ramallah`ı çevreleyen duvarları kaplayacak olan açık mektubun uzunluğu 2,6 kilometreyi bulacak. Yazılmasına 17 Nisan 2009`da Ramallah yakınındaki El Ram`dan başlanan 2 bin kelimelik mektubu ırkçı politikalarıyla bir dönem dünya gündemine oturan Güney Afrika`dan Müslüman bir insan hakları eylemcisi ve aynı zamanda akademisyen olan Ferid Esack kaleme aldı. Esack, Nelson Mandela döneminde Güney Afrika Cinsiyet Eşitliği Komisyonu`nun üyesi olarak çalışmıştı. ABD`de Cincinnati`de Xavier Üniversitesi`nde öğretim üyeliği yapıyor. Esack, `Sevgili Filistinli bacılarım ve kardeşlerim` hitabıyla başlayan mektubunda İsrail`in `duvarla ayrım politikası`nın, Güney Afrika`dakinden bile acımasız olduğunu vurguluyor. Mektubunda, `Yahudi erkek-kadın kardeşlerimiz, onlara uygulanan aşağılanmayı unuttular mı?` diye soran Esack, `Topraklarınızda, ırkçı rejim altında gördüklerimizden çok daha vahşi, acımasız ve insanlık dışı şeyler görüyoruz.` ifadesini kullanıyor.
.
Şu ifadeler de mektuptan: `Beyaz Güney Afrikalılara, Batı Şeria`da Yahudi yerleşimcilerin sahip olduğu, siyah Güney Afrikalıları aşağılamak için kayıtsız şartsız yetki verilmedi, çılgın Apartheid yanlılarının asla bu `duvar` gibi korkunç rüyaları olmadı… Başkalarının canını yakmak, mutlaka saldırgana geri döner. Başkasının derisini kesip biçen bir kişinin aynı anda insanlığından da ödün vermemesi mümkün değildir. Bu ucubeye, bu `Apartheid Duvarı`na karşı biz bir alternatif öneriyoruz: Filistin halkıyla dayanışma. Ayrımcılığı yenme, adaletsizliği dindirme, açgözlülüğe, bölücülüğe ve sömürüye son verme yolundaki mücadelenizde sizinle birlikte yürüme konusundaki kararlılığımızı ilan ediyoruz… Etnik kimliğine ve dinine bakılmaksızın herkesin eşit olacağı bir toplum oluşturma vizyonunuzda sizinle omuz omuzayız.`
.
Bugüne kadar 900 mesajı duvara yazan ekibin en etkileyici projesiydi açık mektup. Duvara merdivenle tırmanarak harf harf işlenen mektup için 200 litre beyaz boya , 400 kutu da siyah sprey boya kullanılacak. Maliyetinin yaklaşık 12 bin Avro`yu bulacağı tahmin ediliyor. Her 1,5 metrelik bölüm için ayrı bir sponsorun bağışına ihtiyaç duyuluyor. Bugüne kadar fon konusunda sıkıntı yaşanmamış.
.
İsrail uluslararası karşı duruşa rağmen (Uluslararası Adalet Divanı ve BM 2004`te duvarı yasa dışı ilan edip yıkılmasını istedi) beton duvarın inşasını sürdürüyor. Bazı kaynaklara göre, toplam uzunluğu 700 kilometreyi bulacak yapının yüzde 60`ı tamamlandı. Batı Şeria`nın iç kısımlarına doğru zikzaklar yaparak ilerleyen seti sadece duvar olarak nitelemek pek doğru değil. Duvarın yanı sıra, yer yer 7 metrelik dikenli teller, hendekler, nişancı siperleri ve elektronik alıcılardan oluşan bir sistem de söz konusu. .
Bariyer dört şeritli bir otoyol genişliğinde. 2010`da bitirilmesi beklenen İsrail`in en büyük altyapı projesi konumundaki duvarın toplam maliyetinin 8-9 milyar şekeli (yaklaşık 2,5 milyar dolar) bulacağı, hâlen bütçeden 5 milyar şekelin duvar inşaatına tahsis edildiği biliniyor. Ya sosyal maliyeti?
.
Filistin'den gelen eylemcilerin düzenlediği saldırıları önlemek amacıyla` inşa edilen duvarın bölgede ciddi nifak tohumları saçtığını düşünenler çoğunlukta. Zira Filistin topraklarına giren duvar birçok kişiyi arazisinden veya işinden koparmış durumda. Verimli Filistin topraklarıyla zengin yer altı su kaynaklarını da içine alan duvar, Filistinlileri ekonomik ve sosyal hayat açısından kötü günlere de götürüyor. Hâlihazırda İsraillilere göre Batı Şeria`dan yüzde 8 oranında toprak gasp eden (Filistinlere göre bu oran yüzde 25) duvar, bölgedeki 200 bin Filistinlinin hayatını etkilemiş durumda. Yine yüz binlercesini de tecrit atmosferine soktu.
.
Dünya Bankası`nın duvarla ilgili bir raporuna göre, tamamlandığında 70 kadar Filistin köyü tecrit edilmiş olacak. Rapor bu köylerde yaşayanların nüfusunu 213 bin olarak veriyor. Aynı rapor duvar inşaatı yüzünden binlerce dönüm tarım arazisinin tecrit edildiğine, 83 bin civarında ağacın söküldüğüne de işaret ediyor. BM`nin Filistin topraklarındaki insan haklarının durumuyla görevli bağımsız özel raportörü John Dugard de aynı kanıda: `Doğu Kudüs`ün karakteri Filistin mahallelerinden geçirilen duvarla önemli değişikliklere uğradı. Buradaki duvar inşasıyla bu bölgedeki Filistinlilerin Batı Şeria`ya nakledilerek sayılarının azaltılması amaçlanıyor.`
.
Başa dönersek, `Bu duvar İsrail`e saldırı düzenlemek isteyenleri durdurabilir mi? Gazze saldırısında net şekilde ortaya çıkan Filistin tünelleri göz önüne getirildiğinde, isteyenlerin birçok farklı yolla bariyerleri aşabileceğini düşünmek mümkün. O zaman ne işe yarayacak? Zulme, cidale, tecride ve elbette ki İsrailli müteahhitlerin zenginleşmesine! Bir de sivil direnişin var olmasına.
http://www.aksiyon.com.tr/detaylar.do?load=detay&link=24220
Bariyer dört şeritli bir otoyol genişliğinde. 2010`da bitirilmesi beklenen İsrail`in en büyük altyapı projesi konumundaki duvarın toplam maliyetinin 8-9 milyar şekeli (yaklaşık 2,5 milyar dolar) bulacağı, hâlen bütçeden 5 milyar şekelin duvar inşaatına tahsis edildiği biliniyor. Ya sosyal maliyeti?
.
Filistin'den gelen eylemcilerin düzenlediği saldırıları önlemek amacıyla` inşa edilen duvarın bölgede ciddi nifak tohumları saçtığını düşünenler çoğunlukta. Zira Filistin topraklarına giren duvar birçok kişiyi arazisinden veya işinden koparmış durumda. Verimli Filistin topraklarıyla zengin yer altı su kaynaklarını da içine alan duvar, Filistinlileri ekonomik ve sosyal hayat açısından kötü günlere de götürüyor. Hâlihazırda İsraillilere göre Batı Şeria`dan yüzde 8 oranında toprak gasp eden (Filistinlere göre bu oran yüzde 25) duvar, bölgedeki 200 bin Filistinlinin hayatını etkilemiş durumda. Yine yüz binlercesini de tecrit atmosferine soktu.
.
Dünya Bankası`nın duvarla ilgili bir raporuna göre, tamamlandığında 70 kadar Filistin köyü tecrit edilmiş olacak. Rapor bu köylerde yaşayanların nüfusunu 213 bin olarak veriyor. Aynı rapor duvar inşaatı yüzünden binlerce dönüm tarım arazisinin tecrit edildiğine, 83 bin civarında ağacın söküldüğüne de işaret ediyor. BM`nin Filistin topraklarındaki insan haklarının durumuyla görevli bağımsız özel raportörü John Dugard de aynı kanıda: `Doğu Kudüs`ün karakteri Filistin mahallelerinden geçirilen duvarla önemli değişikliklere uğradı. Buradaki duvar inşasıyla bu bölgedeki Filistinlilerin Batı Şeria`ya nakledilerek sayılarının azaltılması amaçlanıyor.`
.
Başa dönersek, `Bu duvar İsrail`e saldırı düzenlemek isteyenleri durdurabilir mi? Gazze saldırısında net şekilde ortaya çıkan Filistin tünelleri göz önüne getirildiğinde, isteyenlerin birçok farklı yolla bariyerleri aşabileceğini düşünmek mümkün. O zaman ne işe yarayacak? Zulme, cidale, tecride ve elbette ki İsrailli müteahhitlerin zenginleşmesine! Bir de sivil direnişin var olmasına.
http://www.aksiyon.com.tr/detaylar.do?load=detay&link=24220