"Kendisiyle senelerce mektuplaştığım Anne Frank'ın babası, sonunda "Günlük"ün elyazmasının bir laboratuvarda incelenmesine razı oldu. Bir belge üzerinde itiraz olduğunda ben her zaman bunun yapılmasını isterim."
Bu bilirkişiliğe girişen laboratuvar, Wiesbaden'deki Alman polis kriminal laboratuvarıdır. İnceleme sonunda görüldü ki Anne Frank'ın "Günlük"ünün bir kısmı tükenmez kalemle yazılmıştı (bu tür kalemler piyasaya ancak 1951 yılında sürülmüştür, oysa Anne Frank 1945'te öldü).
David Irving devam ediyor: "Anne Frank'ın "Günlük"ü hakkında benim kendi edindiğim kanaat şudur ki, bunun büyük bir kısmı kesinlikle bir Yahudi tarafından on yıl kadar önce yazılmıştır. Bu metinler kızının bir toplama kampında tifüsten trajik bir şekilde ölümünden sonra, babası Otto Frank tarafından yazılmıştır. Babası ve tanımadığım diğer şahıslar, hem babasını, hem de Anne Frank Vakfı'nı zengin edecek olan satılabilir bir şekle sokmak için bu "Günlük"ü düzeltmişler. Ne var ki eserin tarihi belge olma bakımından hiçbir değeri yoktur, çünkü metin tahrifata uğramıştır."http://www.vho.org/aaargh/turk/mitler4.html
Frank ailesi ve arkadaşları 4 Ağustos 1944'te tutuklanıp götürüldükten sonra, ailenin koruyucularından bir tanesi Anne'in yazdıklarını buldu ve sakladı. Sonunda da ailenin sağ kalan tek üyesi Otto Frank'a verdi. Otto Frank bütün belgeleri bir araya getirdi ve günlük Hollanda'da 1947 yılında yayınlandı. O günden bu yana 55'ten fazla dile çevrildi ve dünyanın her yerinde basıldı.http://www.hdot.org/tr/learning/myth-fact/annefrank1 ...http://www.imdb.com/find?s=all&q=Anne+Frank
( ...Bu "Shoah-business", sadece kurbanları "gazlama"nın değişik tarzlarını anlatan "tanıklıklıklar"ı kullanır. Gel gör ki bize tek bir "gaz odası"nın bile nasıl çalıştığını gösteremez (gösteremez, çünkü Leuchter bunun fizikî ve kimyevı yönden imkansızlığını ispatlamıştır). Dahası, diz el motorunun ortaya çıkmasıyla, "gezici gaz odası" vazifesi görmüş olan o sayısız kamyonlardan tek birini dahi karşımıza getiremez. Yine aynı film, fırınlarda yakıldıktan sonra toprağa gömülmüş tonlarca kadavra külünden de nümune veremez. "Gaz odalarının hiçbir fotoğrafı yoktur, kadavralar ise duman olup gitmişlerdir. Geriye sadece şahitler kalmıştır." Kaynak: Le Nouvel Observateur, 26 Nisan 1985. Claude Lanzman'ın seyirciyi bezdiren harcıalem filmi işte bu şekilde düzenlenmiştir. Bunu bize bizzat yönetmeni söylüyor: "Bu filmi arşiv belgeleri olmaksızın, "hiçbir şeyden" hareketle yapmak, her şeyi icat etmek gerekiyordu."http://www.vho.org/aaargh/turk/mitler4.html ...http://www.imdb.com/title/tt0090015/ )