10.07.2009

"Elektron"

4-5 gram, ön yüzünde aslan başı, arka yüzünde kare biçimli yumruk-pençe
.
...altın ve gümüş alaşımı elektron tabiatta doğal halde bulunur, suni olarak üretilebilir (Elektron veya beyaz altın, altın ile gümüşün belirli miktarlarda karıştırılması ile elde edilir. 18 kt beyaz altına %75 altın ve %25 gümüş veya paladyum ilave edilir. Sarı altında ise gümüş ve paladiyum yerine bakır gibi başka elementler ilave edilmekteydi. Genelde soluk sarı veya sarıya çalan beyaz renginde olur.)
Lydian electrum trite (4.71g, 13x10x4 mm). This coin type, made of a gold and silver alloy, was in all likelihood the world's first, minted by King Alyattes in Sardis, Lydia, Asia Minor (present-day Turkey), c. 610-600 BC
Sikke, devletin resmi damgasıyla garantilenmiş, kullanımı kolay madeni bir alım aracıdır. Sikke, M.Ö. 7. yüzyılda Anadolu'da Lidyalılar tarafından icat edilmiştir. Altın ve gümüş karışımından meydana gelen elektrondan yapılmıştır. Bu doğal elektronu ilk kez altın ve gümüşe ayırarak sikke bastıran Krezüs'tür.
Elektrum veya beyaz altın, altın ile gümüşün belirli miktarlarda karıştırılması ile elde edilir. 18 kt beyaz altına %75 altın ve %25 gümüş veya paladyum ilave edilir. Sarı altında ise gümüş ve paladiyum yerine bakır gibi başka elementler ilave edilmekteydi. Genelde soluk sarı veya sarıya çalan beyaz renginde olur.
M.Ö. 7. yüzyılda Batı Anadolu'da para, eriyik haldeki metalin düz bir yüzey üstüne dökülmesiyle yapılıyordu. Altları düz olan bu paraların üsleri metal eriyiğindeki yüzey gerilimi nedeniyle hafif yuvarlak oluyordu. Bunu düzeltmek için çekiç ya da tokmak gibi aletler kullanılıyordu. Bir süre sonra bu aletlerin üzerindeki girinti ve çıkıntıların paranın üstünde iz bıraktığı fark edilince, bunun düşük değerde para basımını engellemekte kullanılabileceği düşünüldü. Ardından paranın üstüne, değişim değerinin resmen onaylanması anlamına gelen yönetici ya da devlet işaretleri işlenmeye başlandı.
Mısır hiyerogliflerinde Sardana diye geçen adı, hiç kuşkusuz, o yüzyıldaki batı ve güney Anadolu halkının kullandığı Luwi'lerin dilinden gelmekteydi.
Hellen yazımında “Sardeis” ya da “Sardis” diye belirtilen kentin adını Lidyalılar kendi dilleri olan Lidçe’ de “Sfardis” veya “Sfarda” olarak söylemekteydiler.
 Prof. Dr. Bilge Umar Sfarda adını Swarda olarak kullanır ve şöyle açıklar*; “..bu sözcük, kentin çok yakınından geçen, Ana Tanrıça ile bağlantılı kutsal  ırmağı işaret ediyor; bunun Luwi’lerdeki adı Smarda yani S(wa)-Ma-(a)rda, “ Kutlu- Ma’nın- ırmağı” adının ortadaki Ma atılarak kullanılmış bir biçimidir. Anlamının yıl/Sene ile ilgisi yoktur” der.
 Ege Adası Paros doğumlu ozan Archilochus (Arşilakus)’un M.Ö.7.yüzyılda yazdığı bir şiirlerinde şehrin adını ilk kez “Sardes” olarak kullandığını görmekteyiz.
M.Ö. 1200 yıllarında Miken soyundan, Heraklesoğulları hanedanlığının bu topraklara egemen olduklarını görmekteyiz.
Tarihin babası sayılan Herodot’a göre; bunlar, Troya’yı yıktıktan sonra yeni yerleşim yerleri aramak üzere, Batı Anadolu’yu dolaşan Hellen’lerdir  
M.Ö.1000 yıllarında, bu bölgede, Luwi ve Hitit diline yakın Lidçe konuşan Lidyalılar oturuyorlardı.

Sardes ören yeri, Manisa ili, Salihli ilçesi, Sart Beldesi sınırları içinde yer almaktadır. İzmir-Ankara (D–300) karayolu üzerinde bulunan Sart Beldesi, Salihli’ye 8, İzmir’e 85 Km. Manisa’ya 66 Km.dir. İzmir ve Manisa’dan Salihli’ye her yarım saatte bir karşılıklı otobüs seferi yapılmaktadır.

Tarihte ilk altın parayı basan Lidya’lıların ticari ilişkileri, paranın önce Batı Anadolu’daki uygarlıklara, oradan da tüm dünyaya yayılmasını sağladı.