.
Tohumlarını 75 yıl önce bir avuç Müslüman siyahın attığı İslam Ulusu Örgütü(Amerikan İslam Misyonu), bugün iki milyona yaklaşan taraftarıyla ABD´nin "En önemli iç tehdit unsuru." Malcolm X'ten Muhammed Ali'ye, Michael Jackson'dan Mike Tyson'a kadar ABD'nin popüler kültürünü şekillendiren en önemli siyah ikonların destek verdiği grubun kurucusunun ise bir Türk ajanı olduğu iddia ediliyor: Veli Ferit Muhammed(Wallace D. Fard Muhammad). .
ON İKİ FARKLI İSİMLE ANILIYOR
O bir siyah değildi. Kayıtlara göre defalarca adi suçlardan tutuklanmış. Üç yılda ABD´nin en tehlikeli örgütünü kurmuş ama arkasında maddi-manevi bilinen hiçbir güç yok. Hakkında internette yazılan 372 sayfalık FBI dosyası var. Büyük çoğunluğu karartılarak sansürlenmiş. Bu raporlara göre ABD´nin Oregon eyaletine bağlı Portland´de doğmuş. Doğum tarihi kayıtlarda 1891 olarak görünüyor. Ne var ki resmi kayıtlarda anne ve babası Hawaii doğumlu görünen Veli Ferit, evliliğinden olan çocuğunun kaydını yaptırırken ise kendisini kayıtlara Yeni Zelanda doğumlu olarak geçirtmiş. Fakat ilerleyen yıllarda yeniden gözaltına alındığında kendisini Arap kökenli olarak tanıtarak Seyyid (Peygamberin soyundan gelen) olduğunu iddia etmiş. Telaffuzu birbirlerine yakın 12 ayrı isimle tanınıyor. Ortada 12 ayrı kişi mi vardı yoksa 12 farklı isimle çağınlan bir kişi mi, hâlâ belirsiz. İslam Ulusu içinde onun Elijah Muhammed'in babası olduğuna inananlar da var. Ne var ki, Veli Ferit´in bilinen tek resminde şüpheye yer bırakmayacak kadar beyaz tenli olduğu görülüyor.
.
Amerika, 1920´li yılların sonlarında rengi siyah olanlar için hayatın çok kolay olmadığı bir coğrafyaydı. Pratikte kölelik düzeninin kaldırılmasının üzerinden neredeyse yüzyıl geçmiş olsa da siyahlara yönelik ayrımcılığın tüm sıcaklığıyla sürdüğü zamanlardı. İşte böyle bir ortamda, büyük çoğunluğu okuma yazma dahi bilmeyen zencilerin yoğun olarak yaşadığı Detroit bölgesinde esrarengiz bir adam belirdi, isminin Wali Fard Mohammed (Veli Ferit Muhammed) olduğunu söylüyordu. Adı kısa sürede bulunduğu yere uygun olarak evrimleşerek Wallace halini aldı. Siyah değildi, fakat esmer teniyle beyaz Amerikalılardan hemen ayırt ediliyordu. Kim olduğunu, nereden geldiğini bilen yoktu. Kökeniyle ilgili soruları "Yarı Mekkeli, yarı Avrupalı" diye yanıtlıyordu. Daha ötesi ise sırdı. Zenci mahallelerinde ev ev gezerek kumaş satan bu adam ABD´nin günümüzde "En önemli iç tehdit unsuru" olarak gördüğü bir örgütün kurucusu olacaktı. Örgütün ismi Nation of İslam (İslam Ulusu) idi.
.
Beyazlardan alışık olmadıkları bir ilgiyi Wali´den gören siyahların ona güvenmeye başlamaları uzun sürmedi. Gittiği her evde kumaş satmanın yanında cahil bırakılmış olan siyahlara alfabeyi, rakamları ve dünya ile ilgili temel bilgileri öğretiyordu. Ve bunu yaparken de İslamiyet´i... Uyguladığı sistem dahiceydi. öğrettiği her harfin karşısına onu tanıştıracak bir İslami terim koydu; A: Allah, B: Besmele gibi... Siyahlara dünyanın sadece Amerika´dan ibaret olduğu öğretilmişti. Kıtaları ve denizleri bilmiyorlardı. Onlara yüzdeleri öğretmek için kara / deniz oranlarını ezberletti. Mesafeleri öğretmek için ise gezegenlerin birbirlerine uzaklıklarını kullandı. Bu içiçe geçmiş metotla kısa sürede çok şey öğretmeyi başardı.Wali Ferit, ABD´yi dolaşarak sürdürdüğü faaliyetleriyle kısa sürede binlerce siyahı Müslüman yaptı. Ancak öğrettikleri, Müslümanlığın alışılagelmiş kurallarını içermiyordu. Örneğin siyahlar oruç tutarken sadece öğle yemeği yiyip ertesi gün aynı saate kadar aç duruyorlardı. Böylece iş yerlerinde oruç tuttukları deşifre olmuyordu. Zira o zamanlar ABD´de İslamiyet yasaktı. Bu yöntem ile siyahların iftar ve sahur saatlerini takip etmek gibi dertleri de olmuyordu. Ayrıca Ramazan´ı hep Aralık ayında yaşıyorlardı (Birkaç yıl öncesine kadar İslam Ulusu halen Aralık ayında Ramazan´ı yaşıyordu.) Aralık ayında Hıristiyanların bolca dini tatili vardı ve iş günleri sınırlıydı. Böylece hem ibadetlerini daha kolay yaşıyorlar, hem de Hıristiyan geleneklerinden kopuyorlardı. Bu şekilde ibadet etmek Tanrı katında kabul edilir mi, bunu biz bilemeyiz ama Veli bu orucu üç yıl içinde sekiz bin kişiye tutturmayı başardı. Orucu disiplin amacıyla tutturuyordu. Bu çok önemliydi ve çoğu eski suçlu olan örgütün ilk üyeleri bu sayede nefisleri üzerinde disiplin kurabildiler. Hacca gitmek gibi zorunluluklar da Wali´nin Müslümanlığında yoktu. Kısaca siyahları zora koşacak, yeni dinlerine alışmalarını engelleyecek katı dini hükümleri uygulamıyordu. Bu, İslam´a yabancı olan Yeni Dünya´nın hiç tanımadığı ve içinde tasavvufi öğeler bulunan, daha ziyade Batılı bir gelenekti. Hatta belki daha sonra Arapların iddia edeceği gibi İslam bile değil sadece felsefeydi. Wali´nin saçtığı tohumlar işe yaramış, maya tutmuştu. Sayıları binleri bulan ve kendisine "mehdi" diye hitap eden müritlerini bir çatı altında toplamak için düğmeye bastı. Ve kısa süre sonra, 4 Temmuz 1930, yani ABD´nin ulusal kurtuluş gününde İslam Ulusu kuruldu. Hareketin başındaki isim Elijah Muhammed´di. Ancak örgütlenmeyi hazırlayan kişinin Wali olduğunu herkes biliyordu. Wali´nin çalışmaları FBI´ın dikkatini çekti ve Wali gözaltına alındı. Ancak onlar da bu gizemli liderin gerçekte kim olduğunu çözmekte aciz kaldılar. Wali, 1933 yılında aniden ortadan kayboldu. Gelişi gibi gidişi de esrarengiz olmuştu. Üç yılın sonunda arkasında on bin kişiye yaklaşan bir Müslüman zenci cemaati bıraktı. Halen Louis Farrakhan´ın liderliğini sürdürdüğü İslam Ulusu´nun ABD´de, sayıları iki milyona yaklaşan bir taraftar grubu bulunuyor. Her gün 250 kadar Hıristiyan siyahı Müslüman yapıyorlar ve böyle giderse yakın bir gelecekte ABD´deki siyahlarının beşte birinin Müslüman olacağı öne sürülüyor.
.
ABD´NİN EN BÜYÜK ULUSAL TEHDİDİ: İSLAM ULUSU
Her gün ortalama 250 Hıristiyan siyahı Müslüman yapan hareketi, başlıktaki gibi tanımlıyor ABD hükümeti. Ne var ki suçlanabilecek hiçbir açık noktaları yok. En büyük özelliği üyelerinin çakı bile taşımayacak kadar silahlardan uzak durmaları. Kendi iletişim kanallannı kullanıyorlar. Ülke genelindeki hapishanelerde birinci güç konumundalar. Şu anki başkanı Louis Farrakhan Hıristiyanlıktan dönme bir siyah. Bu nedenle ilk ibadethanelerinin eski bir kilise olması onlar için çok önemli. Muhammed Ali Clay, Mike Tayson, Michael Jackson en ünlü üyelerinden bazıları.
Başkan Louis Farrakhan´ın birkaç yıl önce Türkiye´de Necmettin Erbakan ile de görüştüğü biliniyor.
.
GİZEMLİ LİDER TÜRK MÜYDÜ?
Ancak aradan geçen 70 yılı aşkın bir süreye karşın ne İslam Ulusu´nun ne de Amerikan hükümetinin çözemediği bir soru var: Bütün bu hareketi başlatan Veli gerçekte kimdi? Resmi kayıtlarda Wali´nin yarı Suriyeli yan Jamaikalı olduğundan tutun da Arap, Kızılderili, Yeni Zelandalı, Kafkas veya İranlı olduğuna kadar onlarca iddia bulunuyor. Mahkemelerde delil kabul edilen Ana Britanica´ya göreyse Mekke doğumlu ancak bu konuda resmi bir dayanak yok. Ansiklopedi, Wali´nin kendisini tanımlarken "Ben yarı Mekkeli yarı Avrupalı´yım" ve "Peygamber soyundan geliyorum" sözlerinden yola çıkarak bu yorumda bulunmuş. Wali´nin kimliğiyle ilgili günümüzde en çok kuvvet kazanan iddia ise onun Türk olduğu şeklinde. Bu iddia son yıllarda kiliselere bağlı araştırma gruplarınca sıkça ortaya atılmaya ve benimsenmeye başladı, iddianın ilk ağızdan sahipleri Amerika´daki Müslüman hareketler üzerine araştırmaları bulunan ABD´li Teoloji uzmanı Craig Keener ile New Song Kilisesi papazlarından Adam Edgerly. Her ikisi de Veli Ferit Muhammed adıyla bilinen Veli´nin bir Türk olduğu konusunda hemfikir.
.
Veli üzerine Türkiye´de en kapsamlı araştırmaları yapan ise beş yıl üniversite öğrenimi için kaldığı ABD´de bu sırrın peşinde koşan araştırmacı Ercüment Özer. Türkiye´ye döndüğü 1997´ye kadar Veli´nin kimliğinin peşine düşen Özer´e göre o bir Türk, hem de büyük ihtimalle bir istihbaratçı. Özer´in iddiaları şöyle: "Örgüt kurma konusunda Veli´nin sisteminin kelimenin tam anlamıyla kusursuz olduğunu görüyoruz. Eğer bu modelde tek bir açık nokta bırakılmış olsaydı, ABD bu organizasyonu çoktan yok etmişti. Veli´nin organizasyonu dışarıya karşı tamamen kapalı, içine sızılması çok zor olan, kadın kolu, imamlar konseyi, askeri kanat gibi dalları bulunan profesyonel bir yapı. Her şey yapılanların büyük bir planın parçaları olduğunu ve hedeflenenin zencilerin çözülemez bir 'derin devlete' sahip olması olduğunu gösterir nitelikte. Onun Arap olması ise pek akla yatkın değil. Öğrettiği Müslümanlık, klasik Sünni inanışından çok tasavvufi ilkelere yakın. Bu nedenle İslam Ulusu, bugün bile kendisini ´sufi bir tarikat´ olarak nitelendiriyor ve İslam´ı farklı algıladığı için Araplar tarafından "Küfür Ulusu" olarak nitelendiriliyor. Bu hareketi incelediğimde bizim kültürümüzde de var olan Mevlevilik ve Bektaşilik ile birçok benzer yanının olduğu görülüyor. Eğer Veli söylendiği gibi Mekkeli olsaydı büyük ihtimalle Vahhabi mezhebinden olurdu ki, bu inanışın tasavvufla hiç ilgisi yok. Veli´nin kendisini, ´Yarı Avrupalı yarı Mekkeli´yim´ şeklinde tanımlaması, geldiği coğrafyanın hem Avrupalı hem Müslüman bir ülke olduğuna işaret ediyor. İslam Ulusu´nun bayrağına bakınca bu okumanın doğru olduğu görülecektir: Türk bayrağının ay yıldızı sola bakan hali!"
.
TEŞKİLATI MAHSUSA BAĞLANTISI
Şayet Veli istihbaratçıysa ve ABD´ye görevli olarak geldiyse onu yönlendiren kimdi? Özer´e göre bu sorunun iki cevabı olabilir: 1930´lar Atatürk ile ABD´nin arasının iyi olmadığı yıllardı. ABD, taşıma gemilerini vererek İzmir´in Yunanlılar tarafından işgalini desteklemişti. Lozan Anlaşması´nı da kabul etmeyerek genç Türk Cumhuriyetine düşmanca davranışlar içine girmişti. Ermeni sorununa olan ilgisi nedeniyle Atatürk, ABD´nin düşmanlıklarına Veli yoluyla cevap vermiş olabilir. Atatürk´ün Kızılderililere de yakın ilgi gösterdiği biliniyor.
İkinci iddia ise Veli´nin Almanya hesabına çalışan bir Türk ajanı olabileceği. Birinci Dünya Savaşı´nın ardından, bazı Teşkilat-ı Mahsusa ve İttihat Terakki üyelerinin Almanya´ya kaçtığı biliniyor. Bu istihbaratçılar Almanya´nın desteğiyle İngiltere ve Fransa´nın Müslüman sömürgelerinde çeşitli faaliyetlerde bulundular. Veli´nin de bunlardan biri olduğu, Almanya´nın hizmetine girdiği, güçlenen Nazi hareketiyle birlikte uzun vadede rakip olacağı düşünülen ABD´de iç karışıklık yaratmak amacıyla görevlendirilmiş olabileceğine inanan birçok araştırmacı var. Veli´nin kayboluşunun ardından Almanya´da görüldüğü iddialarının ortaya atılması bu iddiayı destekliyor.
.
Esrarengiz kayboluşunun ardından Elijah Muhammed´in "Görevliydi. Geri çağrıldığı için ayrıldı" demesi ve kurduğu sistemin sıradan biri tarafından organize edilmek için fazlasıyla komplike olması bile şüphelenmek için yeterli. "Bu sistemi kurarken bir ´talimname´ kullandığını biliyoruz çünkü bunu bizzat kendisi beyan etmiştir, İslam´ın önce kaybedilip sonra bulunmuş öğretileri´ dediği talimname bugün kayıp. Bütün krediyi kendi üzerine almak dururken bir talimnameyi rehber aldığını söylemiş olması ortada adım adım izlenmiş bir plan olduğunu gösteriyor" diyor Özer ve ekliyor: "Bazı resmi kayıtlarda Veli, İslam Ulusu´nu kurmadan önce eski bir uyuşturucu kaçakçısı olarak gösteriliyor. Sıradan bir mahkûmun bu talimnameyi bulması ve okuyup anlaması biraz fantastik açıkçası. Talimnamenin Veli dışında başka kişilerde de olması, yani bir ekip çalışması yapılmış olması muhtemel. Çünkü üç yıl gibi bir zamanda tek kişinin böylesine güçlü bir organizasyon kurması pek mümkün değil. Veli´nin 12 değişik isimle anılması da, ortada birden çok Veli´nin olduğu şeklinde yorumlanabilir. Bu sorulara bu gün ABD devleti dahil yanıt verebilecek kimse mevcut değil."
.
Veli´nin kimliği hakkında tartışmasız olan bir tek gerçek var, o da gerçek kimliğini bulup açıklayana zamanında 100 bin dolar ödül vaat edilmiş olduğu. Ödülü vaat eden ise bizzat İslam Ulusu. Bir örgüt düşünün ki kurucusunun kimliğini tespit ettirebilmek için ödül koysun. Dünyada ilk ve tek olan bu tuhaf durumu hâlâ çözümleyebilen yok. İslam Ulusu "Mehdi" diye nitelendirdikleri kurucusu hakkındaki soruları muhatapsız bırakıyor. Grubun sözcüsü Haftalık´ın Veli´nin kimliği ile ilgili sorusu karşısında resmi internet sitelerine yönlendirmenin dışında bir açıklama yapmadı.(http://www.noi.org/) Sitedeyse Veli Ferit Muhammed, halen öğretici yönüyle hatırlanmakta: ´Tek başına geldi. Bize kendimizi öğretmeye başladı. Tanrıyı ve şeytanı gösterdi, Dünya´nın ölçülerini, öteki gezegenlerin ölçülerini öğretti ve bize dünya dışındaki gezegenlerdeki uygarlıklarını tanıttı" ibaresi bulunuyor.
.
http://www.thenationofislam.org/supremewisdom.html
http://www.watchman.org/profile/nationofislampro.htm
http://news.bbc.co.uk/2/hi/entertainment/7918383.stm
http://www.jewishvirtuallibrary.org/jsource/anti-semitism/NOI.html
http://en.wikipedia.org/wiki/Nation_of_Islam_and_antisemitism
ON İKİ FARKLI İSİMLE ANILIYOR
O bir siyah değildi. Kayıtlara göre defalarca adi suçlardan tutuklanmış. Üç yılda ABD´nin en tehlikeli örgütünü kurmuş ama arkasında maddi-manevi bilinen hiçbir güç yok. Hakkında internette yazılan 372 sayfalık FBI dosyası var. Büyük çoğunluğu karartılarak sansürlenmiş. Bu raporlara göre ABD´nin Oregon eyaletine bağlı Portland´de doğmuş. Doğum tarihi kayıtlarda 1891 olarak görünüyor. Ne var ki resmi kayıtlarda anne ve babası Hawaii doğumlu görünen Veli Ferit, evliliğinden olan çocuğunun kaydını yaptırırken ise kendisini kayıtlara Yeni Zelanda doğumlu olarak geçirtmiş. Fakat ilerleyen yıllarda yeniden gözaltına alındığında kendisini Arap kökenli olarak tanıtarak Seyyid (Peygamberin soyundan gelen) olduğunu iddia etmiş. Telaffuzu birbirlerine yakın 12 ayrı isimle tanınıyor. Ortada 12 ayrı kişi mi vardı yoksa 12 farklı isimle çağınlan bir kişi mi, hâlâ belirsiz. İslam Ulusu içinde onun Elijah Muhammed'in babası olduğuna inananlar da var. Ne var ki, Veli Ferit´in bilinen tek resminde şüpheye yer bırakmayacak kadar beyaz tenli olduğu görülüyor.
.
Amerika, 1920´li yılların sonlarında rengi siyah olanlar için hayatın çok kolay olmadığı bir coğrafyaydı. Pratikte kölelik düzeninin kaldırılmasının üzerinden neredeyse yüzyıl geçmiş olsa da siyahlara yönelik ayrımcılığın tüm sıcaklığıyla sürdüğü zamanlardı. İşte böyle bir ortamda, büyük çoğunluğu okuma yazma dahi bilmeyen zencilerin yoğun olarak yaşadığı Detroit bölgesinde esrarengiz bir adam belirdi, isminin Wali Fard Mohammed (Veli Ferit Muhammed) olduğunu söylüyordu. Adı kısa sürede bulunduğu yere uygun olarak evrimleşerek Wallace halini aldı. Siyah değildi, fakat esmer teniyle beyaz Amerikalılardan hemen ayırt ediliyordu. Kim olduğunu, nereden geldiğini bilen yoktu. Kökeniyle ilgili soruları "Yarı Mekkeli, yarı Avrupalı" diye yanıtlıyordu. Daha ötesi ise sırdı. Zenci mahallelerinde ev ev gezerek kumaş satan bu adam ABD´nin günümüzde "En önemli iç tehdit unsuru" olarak gördüğü bir örgütün kurucusu olacaktı. Örgütün ismi Nation of İslam (İslam Ulusu) idi.
.
Beyazlardan alışık olmadıkları bir ilgiyi Wali´den gören siyahların ona güvenmeye başlamaları uzun sürmedi. Gittiği her evde kumaş satmanın yanında cahil bırakılmış olan siyahlara alfabeyi, rakamları ve dünya ile ilgili temel bilgileri öğretiyordu. Ve bunu yaparken de İslamiyet´i... Uyguladığı sistem dahiceydi. öğrettiği her harfin karşısına onu tanıştıracak bir İslami terim koydu; A: Allah, B: Besmele gibi... Siyahlara dünyanın sadece Amerika´dan ibaret olduğu öğretilmişti. Kıtaları ve denizleri bilmiyorlardı. Onlara yüzdeleri öğretmek için kara / deniz oranlarını ezberletti. Mesafeleri öğretmek için ise gezegenlerin birbirlerine uzaklıklarını kullandı. Bu içiçe geçmiş metotla kısa sürede çok şey öğretmeyi başardı.Wali Ferit, ABD´yi dolaşarak sürdürdüğü faaliyetleriyle kısa sürede binlerce siyahı Müslüman yaptı. Ancak öğrettikleri, Müslümanlığın alışılagelmiş kurallarını içermiyordu. Örneğin siyahlar oruç tutarken sadece öğle yemeği yiyip ertesi gün aynı saate kadar aç duruyorlardı. Böylece iş yerlerinde oruç tuttukları deşifre olmuyordu. Zira o zamanlar ABD´de İslamiyet yasaktı. Bu yöntem ile siyahların iftar ve sahur saatlerini takip etmek gibi dertleri de olmuyordu. Ayrıca Ramazan´ı hep Aralık ayında yaşıyorlardı (Birkaç yıl öncesine kadar İslam Ulusu halen Aralık ayında Ramazan´ı yaşıyordu.) Aralık ayında Hıristiyanların bolca dini tatili vardı ve iş günleri sınırlıydı. Böylece hem ibadetlerini daha kolay yaşıyorlar, hem de Hıristiyan geleneklerinden kopuyorlardı. Bu şekilde ibadet etmek Tanrı katında kabul edilir mi, bunu biz bilemeyiz ama Veli bu orucu üç yıl içinde sekiz bin kişiye tutturmayı başardı. Orucu disiplin amacıyla tutturuyordu. Bu çok önemliydi ve çoğu eski suçlu olan örgütün ilk üyeleri bu sayede nefisleri üzerinde disiplin kurabildiler. Hacca gitmek gibi zorunluluklar da Wali´nin Müslümanlığında yoktu. Kısaca siyahları zora koşacak, yeni dinlerine alışmalarını engelleyecek katı dini hükümleri uygulamıyordu. Bu, İslam´a yabancı olan Yeni Dünya´nın hiç tanımadığı ve içinde tasavvufi öğeler bulunan, daha ziyade Batılı bir gelenekti. Hatta belki daha sonra Arapların iddia edeceği gibi İslam bile değil sadece felsefeydi. Wali´nin saçtığı tohumlar işe yaramış, maya tutmuştu. Sayıları binleri bulan ve kendisine "mehdi" diye hitap eden müritlerini bir çatı altında toplamak için düğmeye bastı. Ve kısa süre sonra, 4 Temmuz 1930, yani ABD´nin ulusal kurtuluş gününde İslam Ulusu kuruldu. Hareketin başındaki isim Elijah Muhammed´di. Ancak örgütlenmeyi hazırlayan kişinin Wali olduğunu herkes biliyordu. Wali´nin çalışmaları FBI´ın dikkatini çekti ve Wali gözaltına alındı. Ancak onlar da bu gizemli liderin gerçekte kim olduğunu çözmekte aciz kaldılar. Wali, 1933 yılında aniden ortadan kayboldu. Gelişi gibi gidişi de esrarengiz olmuştu. Üç yılın sonunda arkasında on bin kişiye yaklaşan bir Müslüman zenci cemaati bıraktı. Halen Louis Farrakhan´ın liderliğini sürdürdüğü İslam Ulusu´nun ABD´de, sayıları iki milyona yaklaşan bir taraftar grubu bulunuyor. Her gün 250 kadar Hıristiyan siyahı Müslüman yapıyorlar ve böyle giderse yakın bir gelecekte ABD´deki siyahlarının beşte birinin Müslüman olacağı öne sürülüyor.
.
ABD´NİN EN BÜYÜK ULUSAL TEHDİDİ: İSLAM ULUSU
Her gün ortalama 250 Hıristiyan siyahı Müslüman yapan hareketi, başlıktaki gibi tanımlıyor ABD hükümeti. Ne var ki suçlanabilecek hiçbir açık noktaları yok. En büyük özelliği üyelerinin çakı bile taşımayacak kadar silahlardan uzak durmaları. Kendi iletişim kanallannı kullanıyorlar. Ülke genelindeki hapishanelerde birinci güç konumundalar. Şu anki başkanı Louis Farrakhan Hıristiyanlıktan dönme bir siyah. Bu nedenle ilk ibadethanelerinin eski bir kilise olması onlar için çok önemli. Muhammed Ali Clay, Mike Tayson, Michael Jackson en ünlü üyelerinden bazıları.
Başkan Louis Farrakhan´ın birkaç yıl önce Türkiye´de Necmettin Erbakan ile de görüştüğü biliniyor.
.
GİZEMLİ LİDER TÜRK MÜYDÜ?
Ancak aradan geçen 70 yılı aşkın bir süreye karşın ne İslam Ulusu´nun ne de Amerikan hükümetinin çözemediği bir soru var: Bütün bu hareketi başlatan Veli gerçekte kimdi? Resmi kayıtlarda Wali´nin yarı Suriyeli yan Jamaikalı olduğundan tutun da Arap, Kızılderili, Yeni Zelandalı, Kafkas veya İranlı olduğuna kadar onlarca iddia bulunuyor. Mahkemelerde delil kabul edilen Ana Britanica´ya göreyse Mekke doğumlu ancak bu konuda resmi bir dayanak yok. Ansiklopedi, Wali´nin kendisini tanımlarken "Ben yarı Mekkeli yarı Avrupalı´yım" ve "Peygamber soyundan geliyorum" sözlerinden yola çıkarak bu yorumda bulunmuş. Wali´nin kimliğiyle ilgili günümüzde en çok kuvvet kazanan iddia ise onun Türk olduğu şeklinde. Bu iddia son yıllarda kiliselere bağlı araştırma gruplarınca sıkça ortaya atılmaya ve benimsenmeye başladı, iddianın ilk ağızdan sahipleri Amerika´daki Müslüman hareketler üzerine araştırmaları bulunan ABD´li Teoloji uzmanı Craig Keener ile New Song Kilisesi papazlarından Adam Edgerly. Her ikisi de Veli Ferit Muhammed adıyla bilinen Veli´nin bir Türk olduğu konusunda hemfikir.
.
Veli üzerine Türkiye´de en kapsamlı araştırmaları yapan ise beş yıl üniversite öğrenimi için kaldığı ABD´de bu sırrın peşinde koşan araştırmacı Ercüment Özer. Türkiye´ye döndüğü 1997´ye kadar Veli´nin kimliğinin peşine düşen Özer´e göre o bir Türk, hem de büyük ihtimalle bir istihbaratçı. Özer´in iddiaları şöyle: "Örgüt kurma konusunda Veli´nin sisteminin kelimenin tam anlamıyla kusursuz olduğunu görüyoruz. Eğer bu modelde tek bir açık nokta bırakılmış olsaydı, ABD bu organizasyonu çoktan yok etmişti. Veli´nin organizasyonu dışarıya karşı tamamen kapalı, içine sızılması çok zor olan, kadın kolu, imamlar konseyi, askeri kanat gibi dalları bulunan profesyonel bir yapı. Her şey yapılanların büyük bir planın parçaları olduğunu ve hedeflenenin zencilerin çözülemez bir 'derin devlete' sahip olması olduğunu gösterir nitelikte. Onun Arap olması ise pek akla yatkın değil. Öğrettiği Müslümanlık, klasik Sünni inanışından çok tasavvufi ilkelere yakın. Bu nedenle İslam Ulusu, bugün bile kendisini ´sufi bir tarikat´ olarak nitelendiriyor ve İslam´ı farklı algıladığı için Araplar tarafından "Küfür Ulusu" olarak nitelendiriliyor. Bu hareketi incelediğimde bizim kültürümüzde de var olan Mevlevilik ve Bektaşilik ile birçok benzer yanının olduğu görülüyor. Eğer Veli söylendiği gibi Mekkeli olsaydı büyük ihtimalle Vahhabi mezhebinden olurdu ki, bu inanışın tasavvufla hiç ilgisi yok. Veli´nin kendisini, ´Yarı Avrupalı yarı Mekkeli´yim´ şeklinde tanımlaması, geldiği coğrafyanın hem Avrupalı hem Müslüman bir ülke olduğuna işaret ediyor. İslam Ulusu´nun bayrağına bakınca bu okumanın doğru olduğu görülecektir: Türk bayrağının ay yıldızı sola bakan hali!"
.
TEŞKİLATI MAHSUSA BAĞLANTISI
Şayet Veli istihbaratçıysa ve ABD´ye görevli olarak geldiyse onu yönlendiren kimdi? Özer´e göre bu sorunun iki cevabı olabilir: 1930´lar Atatürk ile ABD´nin arasının iyi olmadığı yıllardı. ABD, taşıma gemilerini vererek İzmir´in Yunanlılar tarafından işgalini desteklemişti. Lozan Anlaşması´nı da kabul etmeyerek genç Türk Cumhuriyetine düşmanca davranışlar içine girmişti. Ermeni sorununa olan ilgisi nedeniyle Atatürk, ABD´nin düşmanlıklarına Veli yoluyla cevap vermiş olabilir. Atatürk´ün Kızılderililere de yakın ilgi gösterdiği biliniyor.
İkinci iddia ise Veli´nin Almanya hesabına çalışan bir Türk ajanı olabileceği. Birinci Dünya Savaşı´nın ardından, bazı Teşkilat-ı Mahsusa ve İttihat Terakki üyelerinin Almanya´ya kaçtığı biliniyor. Bu istihbaratçılar Almanya´nın desteğiyle İngiltere ve Fransa´nın Müslüman sömürgelerinde çeşitli faaliyetlerde bulundular. Veli´nin de bunlardan biri olduğu, Almanya´nın hizmetine girdiği, güçlenen Nazi hareketiyle birlikte uzun vadede rakip olacağı düşünülen ABD´de iç karışıklık yaratmak amacıyla görevlendirilmiş olabileceğine inanan birçok araştırmacı var. Veli´nin kayboluşunun ardından Almanya´da görüldüğü iddialarının ortaya atılması bu iddiayı destekliyor.
.
Esrarengiz kayboluşunun ardından Elijah Muhammed´in "Görevliydi. Geri çağrıldığı için ayrıldı" demesi ve kurduğu sistemin sıradan biri tarafından organize edilmek için fazlasıyla komplike olması bile şüphelenmek için yeterli. "Bu sistemi kurarken bir ´talimname´ kullandığını biliyoruz çünkü bunu bizzat kendisi beyan etmiştir, İslam´ın önce kaybedilip sonra bulunmuş öğretileri´ dediği talimname bugün kayıp. Bütün krediyi kendi üzerine almak dururken bir talimnameyi rehber aldığını söylemiş olması ortada adım adım izlenmiş bir plan olduğunu gösteriyor" diyor Özer ve ekliyor: "Bazı resmi kayıtlarda Veli, İslam Ulusu´nu kurmadan önce eski bir uyuşturucu kaçakçısı olarak gösteriliyor. Sıradan bir mahkûmun bu talimnameyi bulması ve okuyup anlaması biraz fantastik açıkçası. Talimnamenin Veli dışında başka kişilerde de olması, yani bir ekip çalışması yapılmış olması muhtemel. Çünkü üç yıl gibi bir zamanda tek kişinin böylesine güçlü bir organizasyon kurması pek mümkün değil. Veli´nin 12 değişik isimle anılması da, ortada birden çok Veli´nin olduğu şeklinde yorumlanabilir. Bu sorulara bu gün ABD devleti dahil yanıt verebilecek kimse mevcut değil."
.
Veli´nin kimliği hakkında tartışmasız olan bir tek gerçek var, o da gerçek kimliğini bulup açıklayana zamanında 100 bin dolar ödül vaat edilmiş olduğu. Ödülü vaat eden ise bizzat İslam Ulusu. Bir örgüt düşünün ki kurucusunun kimliğini tespit ettirebilmek için ödül koysun. Dünyada ilk ve tek olan bu tuhaf durumu hâlâ çözümleyebilen yok. İslam Ulusu "Mehdi" diye nitelendirdikleri kurucusu hakkındaki soruları muhatapsız bırakıyor. Grubun sözcüsü Haftalık´ın Veli´nin kimliği ile ilgili sorusu karşısında resmi internet sitelerine yönlendirmenin dışında bir açıklama yapmadı.(http://www.noi.org/) Sitedeyse Veli Ferit Muhammed, halen öğretici yönüyle hatırlanmakta: ´Tek başına geldi. Bize kendimizi öğretmeye başladı. Tanrıyı ve şeytanı gösterdi, Dünya´nın ölçülerini, öteki gezegenlerin ölçülerini öğretti ve bize dünya dışındaki gezegenlerdeki uygarlıklarını tanıttı" ibaresi bulunuyor.
.
http://www.thenationofislam.org/supremewisdom.html
http://www.watchman.org/profile/nationofislampro.htm
http://news.bbc.co.uk/2/hi/entertainment/7918383.stm
http://www.jewishvirtuallibrary.org/jsource/anti-semitism/NOI.html
http://en.wikipedia.org/wiki/Nation_of_Islam_and_antisemitism